Determiners ( Belirleyiciler , belirteçler ) / Her Seviyede Genel Bakış
1 Indefinite article ( a, an ) : belli olmayan nesne
a bag, a plane , a dog
an apple, an orange , an umbrella
There is a bicycle in front of the door.
2 definite article ( the ) : belli olan nesne
The boy in jeans is my friend.
The bicycle is John's.
3 Demonstratives ( İşaret zamirleri, belirteçleri )
This / these
- yakınımızda olan eşya ve insanlar için./ This T-shirt is mine. ( Bu Tişört benimki )
- gelecekteki durumlar için./ I am flying to London this Monday. ( Bu P.tesi uçuyorum )
- konuşanın bahsettiği şeyin yanında olması./ This house was built in 1990. ( Bu ev..... )
- telefon konuşmasında kendimizi tanıtırken. / " Lisa, this is Mary."
- these / bunlar ise this belirtecinin çoğulu olarak. / These are my books.
that / those
- bize yakın olmayan eşya ve insanlar için. That man over there is our boss. (Oradaki ( o ) adam bizim patronumuz.)
- geçmiş aksiyonlar için. That year was the best. ( O yıl en iyisiydi/ en iyi yıldı )
- daha önce bahsedilen şeye vurgu yapmak. We are establishing a school in September. That's wonderful. ( Eylülde okul açıyoruz. Bu mükemmel. )
- telefonda karşıdaki kişiyi sorarken. " This is Jane. Who's that ? "
4 A lot of / many / much / ( a ) few / (a ) little
A lot of / lots of / pek çok, bir çok
Sayılabilen , sayılamayan isimlerle ve genelde olumlu cümlelerde. There are a lot o people in the stadium. He has got lots of friends in the city.
many / çok
Sayılabilen isimlerle , genelde olumsuz ve soru cümlelerinde. Olumsuz cümleler de bazan kullanılabilir.
Are there many dogs in the park ? ....Çok köpek var mı ? There aren't many people in the mall now. Alışveriş merkezinde şimdi çok insan yok.
There aren't many tickets left for the match..... Yeteri kadar bilet yok
much / çok
Sayılamayan isimlerle, olumsuz ve soru cümlelerinde. There isn't much sugar in the kitchen. ...Çok şeker yok.
Not : many ve much gibi belirteçler how, too, ve so ile kullanıldıklarında olumlu cümlelerde de kullanılabilirler.
I don't know how much money we spent. Ne kadar para harcadığımızı bilmiyorum.
He is eating too much. Çok fazla yiyor.
She is so much aggressive to his friends that nobody wants to chat with her.. Arkadaşlarına karşı o kadar çok agresif ki kimse onunla sohbet etmek istemiyor.
A few ( a small number, some ) / birkaç
Sayılabilen isimlerle. We have a few cakes left in the fridge. Buzdolabında kalan birkaç kekimiz var.
few ( not many ). Çok az. Neredeyse yok.azıcık.
Few people are allowed to meet the President. Sadece birkaç insan başkanla görüşmeye izin veriliyor.
a little ( a small amount ) az miktar
A few 'den farkı sayılamayan isimlerle kullanılıyor olması. We have a little sugar. Biraz şekerimiz var.
little ( azıcık )
few 'den farkı sayılamayan isimlerle kullanılıyor olması. I know little about him. Onun hakkında az şey biliyorum.
Not : Many, much, few, little bazan of ile kullanılabilirler.
She lent so many of her books to me. Pekçok kitabını bana ödünç verdi.
Some / biraz, birkaç, bazı, birtakım
Sayılabilen ve sayılamayan isimlerle . Olumlu cümlelerde.
I have some cherries left....Birkaç kirazım var kalan.
"Some" belirteci, someone ( birileri ), something ( bazı şeyler ) gibi eklerle özne yerine de geçebilir.
There is someone near the door. Kapıda birileri var.
Would you like something to eat ? Yiyecek birşeyler istermisin ?
Any / hiç, hiçbir, daha
Sayılabilen ve sayılamayan isimlerle. Olumsuz ve sorularda.
Are there any sugar left ? ...hiç şeker varmı ?
Is there any salt ? Hiç tuz var mı?
Anything ( herhangi birşey), anyone ( herhangi biri ) gibi eklerle birleşik kelime yapılabilirler.
You can get anything you want. İstediğin herşeyi alabilirsin.
Don't talk to anyone in the street. Caddede herhangi biriyle / kimseyle konuşma.
Every / her, her bir
Tekil isimlerden önce.
Every student has to complete the form. Her öğrenci formu doldurmak zorunda.
No / hiç, hiçbir
Sayılabilen ve sayılamayan isimlerle.
There are no salt left. Hiç tuz yok
There is no news from the group. Gruptan hiç haber yok.
No one ( hiçbir kimse,hiç kimse) nothing ( hiçbirşey ) gibi birleşik kelimeler yapılabilir. Geldikleri cümleyi direkt olumsuz yaparlar. Tekrar bir olumsuzluk eki almazlar.
He did nothing to help me. (" He didn't do nothing " yanlış ). Yardım için hiçbirşey yapmadı.
Both / her ikisi de
İki kişi yada şeye vurgu yapar.
John and Janet are students. ( They are both students )They are both from London. İkisi de Londralı.
All / tüm , bütün , herkes
ikiden daha fazla insan veya eşyaya vurgu yapar.
All the students joined the chess tournament. Bütün öğrenciler katıldı...
None / hiçbiri , hiç
" all " belirtecinin zıtdı.
Are there any strawberry left ? No, none. / ... Hayır hiç yok.
None of / ...'dan hiçbiri...
None of us know ( s ) how to play chess. Hiçbirimiz satranç oynamayı bilmiyor.