UPPER - INTERMEDIATE

TESTING OFFICE UPPER - INTERMEDIATE KONULARI

Conquer English
UPPER - INTERMEDIATE

What would you do if you had time ?

  Daha önce çalıştığımız shall, can, will ve may gibi modal'ları ( yardımcı fiil ) geçmiş zamanda sırasıyla should , could, would ve might ile eşleştiririz. Yalnız öneri ( suggestion ) ve future ( gelecek zaman ) anlamı olan shall, should 'a dönüştüğünde zorunluluk ( obligation ) anlamı alır. 

  Fakat şimdi, present tense' lerle kullanılan modal'ları hatırlayalım ;

           He                                                                                He

will help (Yardım edeceğim /Niyet ) need ( s ) help ( gereklilik )
would help ( Yardım ederim /Niyet ) Do I need it to do it ? Yapmama gerek var mı ?
can help (Y.Edebilrim/Yetenek ) used to ( habit / alışkanlık) He used to smoke  (sigara içerdi.)
could help ( Y.edebilirdim/Yetenek ) would (alışkanlık)  He would go out
shall help ( Öneri, niyet )    
should help ( Tavsiye,zorunluluk)    
may help ( İhtimal )    
might help ( İhtimal )    
must help (Kural,zorunl.,tahmin, çıkarım)    
has to help ( Zorunl.)    
's going to help ( Niyet )    

 

  Birinci cümle present / future, ikinci cümleler ise past formda kullanıldı.

I shall make it / I should make it but it is too late. Yapmalıyım fakat çok geç. ( obligation / zorunluluk  )

What will you do if you have money ? / What would you do if you had money ?/Paran olsa (ydı) ne yapardın / yaparsın ( Intension / niyet )

I hope this will work. / I hope this would work. Umarım çalışır. ( Judgement / karar, hüküm, yargı, tahmin )

I can't do now. / I could do it tomorrow Yarın yapabilirdim. ( Ability / yetenek )

He can park his car here. / He could park there if we let him. İzin versem park edebilir ( di ) ( permission / izin )

Something can happen here. / Something could happen here. Burada birşeyle olabilir.( di )( possibility / ihtimal )

She may eat now. / She might eat .Yiyebilir ( di ) ( permission / izin )

She may be here. / She might be here. Gelebilir ( di )( possibility / ihtimal )

 

  Yukarıdaki örneklere dikkat edilirse, olayların geçtiği zaman gerçek olmayan, henüz gerçekleşmemiş hayali ( unreal ) durumlar. Aşağıdaki örnekler ise yaşanan durumu gösterir ;

He shall see us. / Bizi görecek / I knew that he should see us./ Bizi göreceğini biliyordum ( Obligation / zorunluluk )

She will go out tonight. / Bu gece dışarı çıkacak. / She would go out in those days. / Bu günlerde dışarı çıkıyor.( Intension / niyet )

He knew she would make it wrong. / Onu yanlış yapacağını biliyordu. ( Judgement / yargı, hüküm )

Beni can speak English. / İngilizce konuşabilir./ He could speak English when he was 10, too. / On yaşındayken de İngilizce konuşabilirdi. ( Ability / Yetenek ).

There can be another answer. Başka bir çözüm/cevap olabilir. / There could be another answer. / Başka bir cevap olabilirdi.

( Possibility in past )

She may go now. / Şimdi gidebilir. / She said she might go now. / Şimdi gidebileceğini söyledi / Possibility in past

 

Modal verb'leriPresent Perfect yadaP.P continuous kalıbıile de kullanabiliriz. Anlamdeğişmez. Zamandeğişir;

I might have gone to the cinema at the weekend. Hafta sonu sinemaya gidebilirdim/gitmiş olabilirdim. ( Unreal/Gerçekleşmemiş. )

He could have been here. / Burada olabilirdi.( Gerçekleşmemiş.)

She must have eaten too much spagetti. / Çok spageti yemiş olmalı ( Deduction / Çıkarım )

You should have told me. / Bana söylemeliydin. ( Gerçekleşmemiş )

If I had been there, I would have helped her./ Eğer orada olsaydım yardım ederdim / etmiş olurdum ( Gerçekleşmemiş. )

 

Used to, would

  Karıştırılan bir konu da "used to " ile "would". "Used to "modal olarak  eski alışkanlıkları ifade eder. Would ise yukarıdaki anlamların yanında alışkanlık da ifade eder. Farkı ;

1 Used to, geçmişteki uzun süreli tekrar edilen eylemlerde, would ile kısa süreli gönüllüce yapılan eylemlerde

a I used to live in Istanbul and I would go around Bosphorous. İstanbulda yaşardım ve boğazı gezerdim. And I would go back to İzmir whenever I could. Ne zaman istesem Izmire dönerdim.

b I used to go to school in Istanbul. ( Uzun süreli eylem / Giderdim )

I would work 3 hours a day. ( Günde 3 saat çalışırdım. / İsteğe bağlı )

 

Reading

  My father came to America from Poland. He used to live in Poland until he was 15. He settled in the small town in Poland. When he moved to the USA, he would never speak English. He didn't use to learn English at school because he always used to work to help his family expenses. After a while, he went to an English course and then he could understand a bit. But anyway, he used to do a lot of mistakes for sometime. Now, he is a fluent English speaker.