İngilizcenizi geliştirme çabalarınızın iyi gittiğini umarak, ingilizce konuşurken size faydası olacağını düşündüğüm cümleler paylaşamaya çalışacağım. Bu cümleleri en çok kullanılan İngilizce atasözlerinden derlemeye çalıştım. Bu atasözlerini bilmek iletişim sırasında büyük avantajlar sağlayacaktır.
Not: “You know what they say” bu cümleyi duyduktan sonra ardından bir atasözü duymaya hazır olun arkadaşlar!
"Two wrongs don't make a right.”
“İki yanlış bir doğru yapmaz.” Olarak Türkçeye çevrilebilen bu atasözü, size kötü şeyler yaptığı için birisinden intikam almaya çalışmanın yalnızca daha fazla kötü şey yaşamanıza neden olacağını söylemek için kullanılır.
"The pen is mightier than the sword."
Hepimizin bildiği “Kalem kılıçtan keskindir.” Sözü.
"When in Rome, do as the Romans."
“Romadayken, bir romalı gibi yap.” Daha çok yurtdışına çıkıldığında, farklı yaşayan insanlarla karşılaşıldığı zaman, oraya ayak uydurmak ve onlar nasıl yaşıyorsa öyle yaşamak anlamında kullanılan söz.
"The squeaky wheel gets the grease."
“Gıcırtılı tekerlek yağ alır.”
Eğer bir şey hakkında şikâyetçi olursanız daha iyi bir hizmet alabilirsiniz. Eğer sabırla beklerseniz, kimse size yardımcı olmayacaktır.
"When the going gets tough, the tough get going."
"Şartlar zorlaştıkça, zor olacak olsun."
Güçlü insanlar zorluklarla karşılaştıklarında pes etmezler. Yalnızca daha fazla çalışırlar.
"No man is an island."
“Hiçbir adam ada değildir.”
Tamamen bağımsız olarak yaşayamazsın. Herkesin diğerlerinden yardım almaya ihtiyacı vardır.
"Fortune favors the bold."
Cesurca istediklerinin peşinden giden insanlar, güvenli bir şekilde yaşamaya çalışan insanlardan daha başarılıdır.
"People who live in glass houses should not throw stones."
Mükemmel olmadığından, başkalarını eleştirmemelisin.
"Hope for the best, but prepare for the worst."
Kötü şeylerde olabilir, bu yüzden hazırlıklı olmak lazım.
"Better late than never."
Bir şeyi zamanında yapamıyorsanız, geç yapmanız, hiç yapmamanızdan daha iyidir.
"Birds of a feather flock together."
İnsanlar kendilerine benzer olan insanlarla vakit geçirmek ister.
“Keep your friends close and your enemies closer."
Eğer bir düşmanınız varsa ona açık bir savaş ilan etmektense, arkadaşınız gibi davranın. Bu sayede sizin için ne planladıklarını öğrenebilirsiniz.
"A picture is worth a thousand words."
Resimler duyguları içerir, yazılı ve sözlü açıklamalardan daha iyi mesajlardır.
"There's no such thing as a free lunch."
Ücretsiz olarak sunulan şeylerin hep gizli bir maliyeti var.
"There's no place like home."
Ev gibisi yok, olarak çevirebileceğimiz cümle; İnsanın kendi evi, en rahat yerdir, anlamı taşır.
"Discretion is the greater part of valor."
Her zaman cesur davranıp, zarar görmemiz yerine, bazen ne zaman pes etmemiz ya da kaçmamız gerektiğin bilmek önemlidir.